Z kuşağına hazır mıyız?
Z kuşağı kimdir ? Öncelikle onu tanımlamak lazım. 1996'dan sonra doğan kuşak olarak tanımlanıyor. Çeşitli kaynaklarda da milenyum çocukları olarak tasvir ediliyor yani 2000 sonrası. Şöyle de diyebiliriz; “çevirimdışı” kalmamış nesil.
Bir Y kuşağı olarak bizi de şöyle tanımlayabilirim; “Ödevlerini ansiklopediden yapmış nesil”. Ortaokuldayken bir hocamız tahtaya “google.com” yazıp herkes bunu defterine not alsın akşam evde bilgisayarı olanlar internete bağlanıp, buradan da araştırabilirsiniz demişti.
Şu an tüm kuşaklar aynı teknolojiyle yaşasak da büyürken kullandığımız becerilerin düşünme şeklimizi fazlaca etkilediği ortada. En basit örnek olarak, bizim için telefon bir haberleşme aracıyken, Z kuşağı için ise yaşam biçimi.
Bizler sadece, mahallemizde veya köyümüzde yaşarken onlar doğduklarından beri internet sayesinde tüm dünyada yaşıyorlar. Bu sebeple daha açık görüşlüler ve farklı olana daha saygılılar. Saygılı olmayana da fazlaca tepkililer.
İş hayatına gelecek olursak, bizler kendilerine stajyerlerimiz dışında çok fazla şahit olamadık. O sebeple de yazacağım her şey varsayım olacak. Önceki, şuanki ve sonraki stajyerleri tenzih ederim.
- Bağlanmak yok
Bir podcastte dinlemiştim;
X kuşağı hayatı boyunca maksimum 2 kez iş değiştirirken
Y kuşağı 8 , Z kuşağı 30 kez iş değiştirecektir.
Bu ne demek farkında mıyız? İş hayatları boyunca neredeyse her yıl iş değiştirmeleri demek. Şirketler ve müstakbel yöneticileri olarak ne yapmamız gerekiyor?
- İşe adaptasyonlarını hızlandırmak için oryantasyonları doğru hazırlamak.
- Her yaptıkları iş için dokümantasyon ,dokümantasyon ve dokümantasyon yaptırmak.
- İşe alım süreçlerini hızlandırmak, çünkü büyük ihtimal ile giden gelen çok olacak. Gelen gideni aratmaz umarım.
2. Herkes Co-founder , herkes CEO.
Yapılan araştırmalara göre, Z kuşağının en önemli özelliği girişimci yönlerinin gelişmiş olması ve bu konuda fazla istekli olmaları. Bizim için, Start-up’ta çalışmak adlı yazımda bahsetmiştim, rahat alanımızdan çıkmak daha zor. Kurumsal şirketlerde üst düzey yönetici olmak hepimizin hayali ama onların değil!
Bu olay girişimcilik ekosistemine büyük katkı sağlayacaktır, ne kadar çok girişim olursa o kadar çok yatırım yapılacak, o kadar çok destek programları açılacaktır. Benim görüşüme göre 10 sene sonra kurumsalların eski havası kalmayacaktır.
3. Patronlar, yöneticiler ve müdürler kendilerine iş arasın.
Yeni neslin en önemli özelliklerinden biri de hiyerarşinin olmadığı bir dünya talep etmeleri. Zaten dünya biraz da bu yöne doğru gidiyor sanki. Çevik yönteme geçilen şirketlerde yönetici kavramını scrum masterlar aldı ki liderlik kavramı 10 yılı aşkındır konuşuluyor.
4. Yüksek beklentiler
Son olarak da araştırmalar gösteriyor ki, Z kuşağı yüksek maaşla birlikte sürekli yükselme isteği içerisinde. İşin yenilikçi ve eğlenceli olmasını istiyorlar. Maalesef ne ilk işe girişte yüksek maaşlar var, ne de sürekli yenilikçi işler.
En kısa zamanda sıkıcı operasyonel işleri robotlara yükleyip sadece üreticiliği insanlara bırakmamız lazım. Yoksa yeni nesiller çok mutsuz olucak çok.
Atıp tutuyoruz ama her şeyi yaşayıp göreceğiz. Onlar biraz mevcut düzene ayak uyduracak biraz da biz onlara. İlk olarak yapabileceğimiz tek şey yeni gelen nesile karşı önyargılarımızı yıkarak iş yerlerinde yoğunluğu elde etmelerini beklemek.
Şu an Z kuşakları üniversiteden mezun olmaya başladı ve iş arıyorlar. Kollarımızı açıp bekleyelim ama dediğim gibi çok da bağlanmamak lazım :)